23 Mart 2010 Salı

Bahar geldi sonra yaz geliyor. Sevin,neşe saç etrafına! Doğanın sana ihtiyacı var, onu yalnız bırakma doğarken. Kendin için bir şeyler yap bahar geliyor,sonra da yaz

9 Mart 2010 Salı

Rüya

insan başkalarından sıkılır, kendiyle kalmak ister falan biliriz bu hikayeleri ya peki insan kendiyle fazla beraber kalıp da kendinden sıkılmasına ne demelidirki? nasıl geçer bu sıkıntı, nasıl çözülür bu sorun? ya da sorun mudur ki bu, öyle mi görülmelidir? kendinde değişiklikler yaparak geçer mi? sanmam. ben denedim.saçıma morluk katmaktan dövemeye kadar ama olmuyor değiştiremeyeceğim büyük bir şey eksik ya da büyük bir fazlam var. belki de tembellik gibi.. hayattan biraz zevk almaya çalışsam,değiştirsem etrafımı orda yeni benleri bulsam ve çiğnesem eski anılan benleri, sonradan yarattığım ve sevmediğim belki de sevdiremediğim o küçük benleri yok etsem tek tek; başa dönüp yapsam bunu.. değer mi? istediğimi gerçekleştirebiliri miyim ki eskiye dönüp ? yoksa olduğum yerde saymaya devam etmemi mi izlemeliyim, ve yahut olduğum yerde saymadan müzik açıp dans etmeye mi çalışsam? böylesi daha mı iyidir eski benleri öldürmekten? ne de olsa onlar da beni BEN yapan birer parçalarım değil mi? geçmişimle boğuşmakla çözmem sanki bu sorunu.. geleceğimi de kurcalamakla olmuyor.. ne yapmalı o zaman ? ben buldum, bir şeyler biliyorum. aslında sorduğum çoğu şeyin cevabını biliyorum ama böylesi daha iyi bi kez daha gösteriyorum kendime bildiklerimi sanırım.
evet cevap şu ki ; şimdiyle uğraşmalıyım ben eger ugrasak bi şey varsa o da şidiki dilara'dır derim ben. ama saçımla başımla,dövmeyle zartla olcak seyler değil bunlar. çılgınca alış veriş yapıp tatmin olmakla da olmuyor sanırım. bunu da biliyorum ama tutamıorum kendimi tabi :) içmek de boş. hem de boomboş. müzik,resim,yazı,kitap,film en iyisi. ruhu dinlendirmek onun derdine derman bulmak önce..
o zaman şimdiki şarkı ruhuma gelsin. genç güzel bir bedenle genç güzel bir ruh dileğiyle iyi geceler.. herkesin kendi sorularına cevap vererek dogrulara ulaşması dileğiyle diye de eklerim, tatlı rüyalar görünüz..

11 Şubat 2010 Perşembe

Benden senden bizden..

14 Şubat yaklaşıyor. Herkesin kafasında aynı soru.. Ya da bana öyle geliyor. Etrafımda çok sevgilisi olmayan var. Olanları da artık gözüm görmüyor sanırım. Şimdi sevgilim olsaydı gerçi kutlar mıydım 14 Şubat'ı bilmiyorum. Napılırki zaten? Beraber olmak yeterdi bence. Sıcak bi' sevgi hissetmek yanı başında.. En güzeli o bence :) Şansa hiç bi' zaman 14 Şubat'a denk gelmedim sevgilimle, hep yalnızdım. İşte insanın uzun bi' ilişkisi olmadıysa daha zor oluyor bi' tanesini denk getirmek. :) Hiç de sevmem zaten Şubat ayını. O ne öyle ne yapcağını şaşırmış bi şekilde 28 mi 29 mu çeker napar. Ama haksızlık da etmeyeyim sevdiğim arkadaşlarım da var bu ay doğan. Ama bi şey itiraf etmeliyim ki balık burcu erkekleri hiiiç sevmem lakin kızlarıyla iyi anlaşıyorum neyseki. Ben böyle diyorum ya kesin bi' balık burcu çıkar karşıma ve ben ne olduğumu şaşırmışcasına aşık olurum. Ama ızdıraplı bi' aşk olur kesin bu. Zaten daha önceki deneyimlerimden bilirim ve sevmem işte balık erkeklerini, bi' de sözde duygusal olur derler yoo. Ben zaten yengeçten başka duygusal bi' burç görmedim hayatımda. Sağolsun kendileri de benim yükselenim olup arada fena etkilerler beni :) Ama olsun seviyorum öyle olmayı da. En azından asıl burcum olan oğlağın inatçılık ve dik kafalığını alıyor üstümden. Burçlar hakkında bu kadar yazacağım aklıma gelmezdi. Evet ilgim var aslında ve her gün de takip ediyorum kendi burcumu ama bilmem fazla mı ciddiye aldım şuan bahsederken; yaşadım sanki :) Bu sıralar unutkanlık çok var bende. O yüzden herşeyi yazar oldum astım hatta duvarıma. Yavaş yavaş hallediyorum içinden bi şeylerimi. Ay ne çok konudan konuya atladım ben. Gittikçe günlük gibi oldu. Neyse kusura bakmayın artık bu seferlik böyle olsun. Kırk yılda bi' bu kadar yazmak gelmiş içimden boşa durdurmayayım :) Huzurlu geceler...

6 Şubat 2010 Cumartesi

yazmayı terkettim ben. ama bu hiç iyi olmadı.kendimden uzaklaştım böylece. yazdıklarımdan çok bi şey olmasa da beni ayakta tutan şey onlardı aslında. güzel küçük bi defterim ve kursun kalemlerim var ve ben hala yazmıyorum. en azından bunu farkettim simdi. birazdan odama gecip kendimle baş başa kalıcam ve yazıcam yine eskisi gibi.

2 Şubat 2010 Salı

Spider man!

spider man imi bulduum!
taksim,istiklal caddesinden sık geçenler bilir; dönem dönem abidik gubidik, yararsız ama dikkat çekici bir oyuncak bulunur ve 10 ar metre aralıklarla o oyuncagı pazarlayan abiler,amcalar olur ve siz de 1 TL ye onlara kanıp alırsınız. almayanlar da cok var elbet. ama ben ilk defa bu alış verişimi geçen sene gerçekleştirmiştim. yazın sevgilimle sinirli sinirli istiklalde yürürken gözüme bu "duvara at yapışsın" spider man ler çarptı ve direk aldım. sinirimi geçirmek için birebirdi. yerlere, duvarlara attım yavrucagı. sonra baya komik bi durum oldugunu farkettim :)
işte o spider man i eve bile getirmişim bi yerlere koymusum haberim yok. daha bugün cıktı kenar köşe bi yerden. sizlere fotograflarını bile cektim, laptopuma tırmanırken kendisi... :)